HERKES İÇİN ÖZEL EĞİTİM PROJESİ E KİTAPÇIĞI

 

 

HERKES İÇİN ÖZEL EĞİTİM

 

 

ERASMUS+ PROJESİ

 

 

E-KİTAPÇIĞI

 

 

PROJE YAZIM EKİBİ

EDA KARAGEÇEN

 

FATMA SARICAN

 

AHMET AKER

 

                                                                                                                                                       

MERSİN,2022

Sorumluluk Reddi Notu:

 

        Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. Ancak ifade edilen görüş ve görüşler yalnızca yazar(lar)a aittir ve Avrupa Birliği'nin veya Avrupa Eğitim ve Kültür Yürütme Ajansı'nın (EACEA) görüşlerini yansıtmayabilir. Bunlardan ne Avrupa Birliği ne de EACEA sorumlu tutulamaz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ÖZEL EĞİTİM NEDİR?

Özel eğitime ihtiyacı olan birey: Çeşitli nedenlerle, bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından yaşıtlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren bireydir.

Özel Eğitim; Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitime "özel eğitim" denir. Çoğunluktan farklı ve özel eğitime ihtiyacı olan çocuklara sunulan, üstün yetenekli olanları yetenekleri doğrultusunda en üst düzeye çıkmasını sağlayan, yetersizliği engele dönüştürmeyi önleyen, engelli bireyi kendine yeterli hale getirerek, topluma kaynaşmasını ve bağımsız, üretici bireyler olmasını destekleyecek becerilerle donatılan eğitimdir.

ÖZEL EĞİTİM NEYİ ÖĞRETİR?

 Özel eğitim, genel eğitimden içerik yönünden yani nelerin öğretileceği yönünden farklılaşmaktadır. Olağan çocukların kendiliğinden edindikleri becerilerin büyük bir kısmını yetersizlikten etkilenmiş özel eğitime ihtiyacı olan çocuklara, yoğun ve sistematik biçimde öğretmek gerekmektedir. Örneğin, giyinme, soyunma, yemek yeme becerilerini çocuklar, yetişkinleri gözleyerek, taklit ederek öğrenirler. Genel eğitimden özel eğitimin ayrıldığı bir diğer nokta ise içeriğin düzenlenişidir. Genel eğitimde içerik ortalama çevresindeki çocuklar için merkezi programlarla belirlenirken, özel eğitimde programın içeriğini çocuğun ihtiyaçlarını belirler.

ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER

 Zihinsel engelli çocukların öğrenmede gösterdiği bu farklılıklar; öğretimlerinde bazı kural ve yöntemlerin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Bu kural ve yöntemlerin başlı çaları aşağıda kısaca açıklanmıştır:

1-Başarılı Yaşantılar Sağlama: Çocuğa başarabileceği görevler verilmeli, doğru yanıtlayabileceği sorular sorulmalıdır. Gerektiğinde görevi yerine getirmesine yardımcı olmalı, sorulara ipucu vermek, seçenekleri azaltmak, soruyu yinelemek ya da açıklayarak basitleştirmek gibi yardımlarla doğru yanıtın bulunması kolaylaştırılmalıdır. Çocuk asla başarısız olduğu noktada bırakılmamalıdır. Yardımlar, çocuk başarılı olan değin sürdürülmelidir. Ancak, her zaman az yardım çok yardıma yeğlenmelidir.

2-Geriye Bildirim (feed back) Sağlama: Çocuk, verdiği yanıtın doğru olup olmadığını bilmelidir.

3-Doğru Yanıtları Pekiştirme: Pekiştirme, zaman geçirmeden ve açık bir biçimde yapılmalıdır. Bu, çocuğa yiyecek verilmesi gibi somut ya da çocukla ilgilenilmesi gibi sosyal nitelikte olabilir.

4-Çocuğun Yeterlik Düzeylerinin Değerlendirilmesi: Eğer öğretilecek konu çocuk için çok basitse öğrenmek için yeterince gayret göstermeyecektir. Çok zorsa, başarısız yaşantılar edinecektir. Bu nedenle çocuğa öğretilecek konuların ve verilecek görevlerin onun düzeyine uygun olması gerekmektedir. Zihinsel engelli çocukların gelişimlerinde çeşitli düzensizlikler, iniş ve çıkışlar sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle çocuğun, yeterlik düzeylerini sürekli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

 5-Öğretilecek Konu ya da Davranışların Analizi: Öğretilecek konular ya da davranışlar, özellikle zor ve karmaşık olanları, analiz edilerek birbirlerini izleyen alt konu ya da davranış basamaklarına ayrılmalı, daha sonra bu basamaklardaki konu ve davranışlar sırasıyla çocuğa öğretilmelidir. Böylece bir basamaktaki öğrenme diğerini kolaylaştıracaktır.

 6-Bilgilerin Bir Durumdan Diğerine Aktarılmasına Yardımcı Olma: Bunun için aynı kavramların çeşitli durum ve ilişkileri içerisinde çocuğa öğretilmesi gerekmektedir.

7-Öğrenilenlerin Yinelenmesini Sağlama: Zihinsel engelli çocukların öğrendiklerini kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada çeşitli problemleri vardır. Bu nedenle öğrendikleri bir konuyu kısa bir süre sonra unutabilirler. Bu durumu önlemek için öğrenilen konu ya da davranışların zaman zaman yinelenmesi sağlanmalıdır.

8-Öğrenmeye Güdüleme: Pekiştirilmek ve başarılı olmak, birçok duyunu kullanılması, öğretmenin coşkulu ve ders sürelerini yeterli uzunlukta olması, çocukları öğrenmeye güdüler.

 9-Bir Defada Öğretilecek Kavramların Sayısını Sınırlama: Zihinsel engelli çocuklar bir defada pek çok kavramı öğrenemezler. Bu nedenle kavramlar çocuğa tek tek öğretilmelidir. Bir kavram iyice öğrenilmeden diğerine geçilmemelidir.

Ayrıca;

 • Zihinsel engelli çocuktan kapasitesinin üzerinde başarı beklemeyiniz.

• Okulda ve sınıfta çocuğa yapabileceği görevler veriniz.( teneffüslerde sınıfı koruma, tahta sildirme ve tebeşiri koruma vb.) bu sayede çocuğun kendine olan güveni sağlanmış olur.

• Zihinsel engelli çocukların kendilerini ifade etme zorlukları olduğundan sınıfta onlara daha fazla zaman ayırın ve kendini ifade edebileceği farklı yolları uygulayın( basit konuları anlatma, not alma vb.)

• Sınıftaki çocukları eğitilebilir zihinsel engelli çocuğun durumundan uygun şekilde haberdar etmek ve ona karşı olumsuz tutumlar takınmalarını önlemek gerekir.(bu durum engelli çocuğun sınıfta olmadığı zaman yapılmalı, zihinsel engelli olduğu söylenmemeli, öğrenme problemi olarak tanıtılmalıdır)

• Zihinsel engelli çocuğun anlama ve kavraması normal çocuklardan zayıf olduğu için öğretirken somut materyallerden yararlanın.

• En ufak başarısını ödüllendirin. Bu durum çocuğa çok büyük bir haz verir. Öğrenmeye teşvik açısından çok önemli bir yer teşkil eder.

• Öğrenme rastlantılara bırakılmamalı, belirli bir programa bağlı ve öğretmen gözetiminde yapılmalıdır. Kavrayış seviyeleri dikkate alınarak, etkinlikler anlamlı parçalara bölünmeli, bölümler iyice kavratıldıktan sonra devam edilmelidir.

KAYNAŞTIRMA NEDİR?

Kaynaştırma: Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin akranları ile birlikte eğitim ve öğretimlerini bütün kademelerde sürdürme esasına dayanan, destek hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamalarıdır.

  Başka deyişle engelli bireylerin engeli olmayan bireylerle eğitsel ve sosyal olarak bütünleşmesini sağlama işlemidir.

Her insanda olduğu gibi özel eğitime muhtaç birey de sevilmek, takdir edilmek, beğenilmek, değer görmek ve kimseye bağımlı olmadan yaşamak ister.

  Bu onların en doğal hakkı olduğu gibi, toplumsal bütünlüğün ve kalkınmanın temelidir.

Özel eğitime ihtiyacı olan bireylere verilen eğitimin niteliği ne kadar iyi olursa olsun sonuçta onu, içinde yaşadığı toplumun bir üyesi haline getirmiyor ve kabul görmesini sağlamıyorsa verilen eğitim işe yaramayacaktır.

Bu nedenle kaynaştırma eğitimi her türdeki özel eğitime ihtiyacı olan bireyin devam ettiği okullarda bir hizmet alanı olarak görülmesini ve bazı tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir.

Kaynaştırmanın Amacı: Çocuğu normal hale getirmek değil, onun ilgi ve yeteneklerini, en iyi şekilde kullanmasını sağlamak. Toplum içinde yaşayabilmesini kolaylaştırmaktır.

 

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNİN YARARLARI

Özel eğitime ihtiyacı olan bireylere, normal çocuklara, ailelere, öğretmenlere yararları vardır.

Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireylere Yararları: BEP aracılığı ile kapasite ve öğrenme hızına göre eğitim alır. Kendine güven, takdir edilme, işe yarama, cesaret, sorumluluk gibi sosyal değerleri gelişir. Özelliklerine uygun ortamdan dolayı uyum ve başarısı artacaktır. Olumsuz davranış yerine olumlu davranışları artacaktır. Normal öğrencilerle birlikte çalışmaları daha büyük başarılar için kendilerinde istek ve cesaret uyandırır. Bu öğrenciler normal öğrencilerden bazı davranışları öğreneceklerdir. Eğitim programlarına ek olarak aile eğitimi, sosyal, kültürel ve serbest zaman etkinlikleri sayesinde öğrenmeleri gelişir.

Normal Çocuklara Yararları: Özürlü bireye karşı kabul, hoşgörü, yardımlaşma, demokrasi ve ahlaki anlayışları gelişir. Bireysel farklılıkları doğal karşılar ve saygı gösterir. Kendi yetersizliklerini görme, bunları kabul etme ve giderme davranışları gelişir. Özürlülerle birlikte yaşamayı öğrenir. Liderlik, model olma ve sorumluluk duygusu gelişir.

Ailelere Yararları: Çocuk üzerindeki beklentileri çocuklarının kapasiteleriyle uygunluk göstermeye başlar. Okula bakış açıları değişir. Çocukların ilgi ve ihtiyaçları konusunda daha sağlıklı bilgi edinirler. Aile içi çatışmalar azalır ve aile sağlığı artar. Çocuklarına nasıl yardım edecekleri konusunda yeni yollar öğrenirler.

 Öğretmenlere Yararları: Şartsız kabul, sabır, hoşgörü, bireysel özelliklere saygı davranışları gelişir. B.E.P hazırlama ve uygulamada daha başarılı olurlar. Eğitimde ekonomiklik ve fırsat eşitliği sağlanır. Kaynaştırma öğrencisi ile yapılan çalışmalar sayesinde öğretim becerileri gelişecek ve deneyimleri artacaktır.

Kaynaştırma Eğitiminde Görev Alan Personelde Bulunması Gereken Özellikler

 Yeniliklere ve değişmeye açık olmalı, insanları ön yargısız kabul gösterici olmalı, tarafsız ve objektif olmalı, tutarlı, kararlı, dengeli, kişilik yapısına sahip olmalı, özel eğitim alanını öğrenmeye ve öğretmeye hazır ve istekli olmalı, sabırlı, sakin, sevgi dolu olmalıdır. İnsan sevgisi ve insana değer verici olmalı, empatik bir anlayışa sahip olmalı, görev aldığı kurumun amaç ve ilkeleriyle bağdaşım içinde olmalı, işbirliğini seven bir kişi olmalıdır.

 

ÖZETLE

KAYNAŞTIRMA UYGULAMA BEP NEDİR?

Bireyin, ailenin, öğretmenin ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanan ve hedeflenen amaçlarda verilecek destek eğitim hizmetlerini içeren özel eğitim programıdır.

Özel eğitime ihtiyacı olan birey için geliştirilen ve ailesi tarafından onaylanan bireyselleştirilmiş eğitim programı; Bireyselleştirilmiş eğitim programları, bireyin tüm gelişim ve disiplin alanlarında gözlem, gelişim ve değerlendirme ölçekleri kullanılarak ve hedeflenen amaçların gerçekleşme düzeyi doğrultusunda değerlendirilir. Birey için hazırlanacak bireyselleştirilmiş eğitim programında ve yöneltme kararında bu değerlendirmeler esas alınır.

Giriş bölümünde kısaca değindiğimiz BEP i bu bölümde biraz daha açarsak BEP;

 Özel gereksinimli bireyin,eğitsel gereksinimlerini karşılamak üzere,

DİSİPLİN ALANI: Öz bakım Akademik İletişim Motor Hayat Bilgisi Toplumsal Uyum Sosyal Beceriler Müzik Resim

EĞİTİM ORTAMI: Kaynaştırma Özel Eğitim Sınıfı Özel Eğitim Okulu Hastane okulları

DESTEK HİZMETLER: Kaynak Oda Sınıf İçi Destek Dil ve Konuşma Terapisi Fizyoterapi Ulaşım Aile Eğitimi Evde Eğitim En üst düzeyde yararlanmasını öngören yazılı dokümandır.

 Yukarıdaki disiplin alanları, eğitim ortamları ve destek hizmetler bireyin özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre değişebilir. Bu doküman aile, öğretmen ve ilgili uzmanların işbirliği ile planlanır ve bireyin ailesinin onayı ile uygulanır. Genel olarak bireyselleştirilmiş eğitim programı, kişinin ihtiyaçlarına göre yapması gereken eylemleri ve alt basamaklarını nasıl, kiminle, nerede, hangi sürede yapılacağını gösteren bir akış planıdır. Bu tanımdan hareketle BEP, anne-baba, özel eğitim öğretmenleri,okul yöneticileri ve diğer ilgili uzmanların oluşturduğu ekibin denetiminde; bedensel, toplumsal, duyuşsal, bilişsel, dil iletişim; gibi alanlarda yapabildiklerini dikkate alarak, yetersizliği olan kişinin yaşına göre toplumsal normların beklediği davranışları göstermesi için gerekli ek eğitsel yaşantıların, ortamların, görev alacak kişilerin, çalışma sürelerinin gösterildiği planlardır. Grup hedefleri doğrultusunda öğrenciye özgü bireysel hedeflerin olması ve bu hedeflere nasıl ulaşacağının belirlenmesidir. Bu süreç; yetersizliği olan çocuklara, etkili öğretim hizmetleri geliştirme ve uygulama sürecidir. Bir öğrenci için eğitim ortamında izlenecek bir veya daha fazla düzenlemenin planlandığı yazılı belgedir. Bu belgede, öğrencinin, söz konusu program, sınıf veya konu sonunda öğreneceği bilgilerdeki, becerilerdeki uyarlamalar / değişiklikler belirtilir. 89 Her engelli çocuk için yazılı olarak geliştirilmiş olan ve engelli çocukların, öğretmenlerin,anne-babaların veya koruyucu ailelerin özel ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulmuş özel programdır.

KİMLERİN BEP’E İHTİYACI VARDIR?

 Akranlarına sağlanan eğitim olanaklarından engeli ya da yetersizliği nedeniyle yeterli düzeyde yararlanamayan bireylerin,  engeli ya da yetersizliği, eğitimsel performansını olumsuz olarak etkileyen bireylerin, ihtiyaçlarının karşılanması için özel düzenlenmiş destek eğitime ihtiyacı olduğu düşünülen bireylerin, bireyselleştirilmiş eğitim programına ihtiyacı var demektir.

BEP’İN YARARLARI

Bireye uygun eğitim hizmetlerinin sunulması, bireye uygun ve gerçekçi amaçların belirlenmesi, bu amaçlarının karşılanıp karşılanmadığını ortaya koymak olarak sıralanabilir.  Ayrıca, BEP’ in yararları, ebeveyn, çocuk, öğretmen ve toplum açısından da sıralanabilir.

1.Öğrenci açısından; öğrencinin engelinden kaynaklanan farklı ihtiyaçların neler olduğu belirlenir ve sağlanacak özel eğitim hizmetleriyle öğrencinin bilgi ve beceri eksiklerinin nasıl giderileceği açığa kavuşturulur. BEP sürecinde öğrenmeyi daha anlamlı hale getirecek teknikleri öğrenmiş öğretmenlerin katılımı sağlanarak, çocuğun eğitiminde becerilerin geliştirilmesi ve öğretimde farklı düzenlemelerin yapılması sağlanır. BEP bireyi bağımsız bir yaşama hazırlar.

 2.Anne-baba açısından; ebeveynle okul personeli arasında iletişim aracı görevi görür ve çocuğun ihtiyaçları, nelerin sağlanabileceği ve karşılaşılacak sonuçların neler olabileceği konusunda her iki tarafta da eşit söz hakkı sağlar. Ebeveynlerle okul arasındaki görüş farklılıklarının çözümlenmesi konusunda önemli yarar sağlamaktadır.

 3.Öğretmen açısından; öğretmenin çocuğun hedeflenen amaçlar doğrultusunda ilerlemesini belirlemede uygulama ve değerlendirme aracı olarak işlev görmesine olanak sağlar. Sınıf ortamı, sınıf dışından danışmanlarla ve diğer disiplinlerden gelen kişilerle paylaşılarak sınıf öğretmenin alternatifler geliştirmesini sağlar. Öğretmen için bir plan ve kılavuz görevi görür.

4.Toplum açısından; gelişmiş toplumlarda engelli çocuklara normal çocuklara verilen hakların verilmesi sağlanmıştır. Ayrıca, engelli çocukların karşı karşıya bulundukları problemlerin çok yönlü bir yapıya sahip oldukları ve engelli çocukların eğitim ihtiyaçlarıyla bu ihtiyaçların karşılanma düzeyleri arasında uçurum olduğu fark edilmiştir. BEP bireyi topluma uyumlu ve yararlı hale getirmeyi amaçlaması bakımından da yararlıdır.

BEP’İN İŞLEVİ

 1. BEP toplantıları, aile ve okul personeli arasındaki iletişim aracıdır. Öğrencinin ihtiyaçları, nelerin sağlanabileceği ve karşılaşılabilecek durumların neler olabileceği konusunda her iki tarafa da eşit söz hakkı sağlar.

 2. BEP, öğrencinin ihtiyacı olan özel eğitim hizmetleri ile ilişkili destek hizmetlerin öğrenciye sunulacağına dair yazılı bir taahhüttür.

3. BEP, ailenin, okulun ve ilişkili tüm birimlerin çalışmalarını ve bunların öğrenciye katkılarını izleme-değerlendirme aracıdır.

BEP NASIL HAZIRLANIR?

BEP Süreci 7 Temel Aşamadan Oluşur:

1.Uygun eğitim ortamları ve bu ortamlarda sunulacak destek hizmetlerin belirlenmesi

2.Bireyselleştirilmiş eğitim programını hazırlayacak ekibin oluşturulması

3.Çocuğun eğitsel performans düzeyinin belirlenmesi

4.BEP’ in uygulanması

5.İzlenmesi

6.Değerlendirilmesi için sorumluların belirlenerek zaman çizelgesinin hazırlanması

7.Değerlendirme biçimine karar verilmesi

Öğrencinin özel ihtiyaçlarının değerlendirilmesi ve karşılanması: Öğrencinin sınıf, rehber öğretmeni, velisi ve okul yönetimi sahip olduğu özel ihtiyaçlarının en iyi şekilde nasıl ele alınabileceğini değerlendirir.

 

Değerlendirme yapılırken:

- Öğrenci ile ilgilenen kişilerin birbirine göre farklılık gösteren algıları,

- Ele alınması gereken eğitsel kaygıların ona yönelik olabileceği,

- Çocuğun yaşadığı öğrenme güçlüğünün daha geniş boyutlu olarak bakılmasının gerekebileceği göz önünde tutulmalıdır. Bu aşamada eldeki bilgilere dayanarak uygulama aşamasında öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik aşağıdaki uygulamalarından biri seçilecektir.

a)Çocuğun şimdiki eğitim düzenlemelerine devam etmesine ve hiçbir yardıma ihtiyacı olmadığına,

b)Uygulanmakta olan programın farklılaştırılması yoluyla çocuğa özel yardım verilmesine(Öğretmene, anne-babaya, öğrenciye)

c)Kaydettiği ilerlemelerin izlenmesine ve incelenmesine, 100 Yapılan değerlendirme sonucunda, öğrencinin ihtiyaçları karşılanmışsa uygulanan eğitim programına devam edilir. Sağlanan her tür destek hizmetine karşın bireyin verilen eğitim hizmetlerinden yararlanamaması durumunda, yapılan tüm çalışmalar ve verilen destek hizmetleri raporlaştırılarak, varsa tıbbi tanı ile birlikte özel eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi (eğitsel tanılama) amacıyla birey, “eğitsel tanılama-izleme-değerlendirme ekibi”ne gönderilir.

Eğitsel Performans Var Olan Performans Düzeyi: Ayrıntılı değerlendirme sonuçlarına dayalı olarak hazırlanan, öğrencinin yapabildikleri ve yapamadıklarının betimlenmesidir. İlerlemelerin görülebilmesi için performans düzeyinin betimlenmesi son derece önemlidir,

Çocuk odaklıdır.

Karar verme sürecinin paylaşılmasıdır.

Sorunlara çözüm üretmeyi hedefler.

Tüm üyeler için rahat ve çekici bir ortamdır.

Herkesin bakış açısına ve görüşüne değer veren bir birlikteliktir. Çocuğun geleceği ile ilgili iyimser ve olumlu bir yaklaşımdır.

 

 

NEDİR? NE DEĞİLDİR?

  Personel odaklı değildir.

Karşıtlıklar veya tartışma ortamı değildir.

Araştırma yapmak amacıyla bir araya geliş değildir.

Çocuk, personel ve aile açısından göz korkutucu bir ortam değildir.

  Olumsuzluğa odaklanan bir yaklaşım değildir.

Problemin herkes adına uzmanlar tarafından çözüldüğü bir ortam değildir. Çünkü bu betimlemeler değerlendirme sonuçlarının açık ve anlaşılır hale gelmesini sağlar.

 Ayrıca, öğrencinin belirli ihtiyaçlarını tanımlamayı ve öncelik sırasına dizmeyi sağlar. Öğrencinin güçlü ve zayıf yanlarını, ilgi ve ihtiyaçlarını tanımlar.

PERFORMANS DÜZEYİ İFADELERİNDE HANGİ BİLGİLER YER ALIR?

Öğrencinin yapabildiklerini ve yapamadıklarını belirten bilgiler, öğrencinin özrünün eğitsel performansına etkisi öğrencinin belirli bir müfredat programına katılım düzeyini gösteren ifadeler, öğrenci ile ilgili güncel bilgiler, belirli bir alandaki öğrenci performansını akran grubuna göre karşılaştıran bilgiler, bazı durumlarda, performans düzeyi ifadesinde öğrencinin standart testlerden aldıkları sonuçlar yer almaktadır. Bu şekilde öğrencinin akranlarına göre yapabildikleri ve yapamadıklarını açıklamada kolaylık sağlar.

Öğrencinin Yapabildiği Ve Yapamadığı Becerilere İlişkin Bilgiler;

Bu bilgi aileye ve öğretmenlere belirli beceri alanlarında öğrencinin var olan durumuna ilişkin bilgi vermektedir. Ayrıca çocuğun gösterdiği gelişimin nasıl ölçüleceği ve ailenin bu konuda nasıl bilgilendirileceği ifade edilmelidir. Öğrencinin matematik testinden birinci sınıf öğrencilerin düzeyinde puan aldığını söylemek yerine, birer birer ona kadar sayamamaktadır gibi bir ifadeyi kullanmak, öğrencinin matematik becerilerinde var olan performans düzeyine ilişkin fikir verebilir. Örnek: Ayşe boncuk gibi küçük objeleri tutabilir ve ipe dizebilir. Merdivenleri çift ayakla çıkabilir ve inebilir. Her büyüklükteki topa her iki ayağını da kullanarak vurabilir. Verilen tek kelimelik yönergeleri takip ederek söylenen bedensel hareketleri yapabilir.

 

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI (BÖP) BİREYSELLEŞTİRME

Bir grubun değil, bireyin eğitim ihtiyaçlarının bugün ya da gelecekte onun bağımsız yaşamını kolaylaştıracak şekilde dikkate almaktır.

Öğretim: Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi. Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi.

Plan: Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen.

 Öğretim programı: Bir okulu bitirmek veya bir alanda uzmanlaşmak için gereken ders ve konuları kapsayan plan, bir bütünü oluşturan ayrıntılar.

 Planlama: Program geliştirme ve uygulama sürecidir.

ÖĞRETİM PLANI BÖP

 BEP’ te, öğrencinin gereken davranışları kazanması için, öğrencinin ve çalışanların yapması gerekenleri ayrıntılı, belirgin ve açıkça ifade eden plandır. Günlük, haftalık veya aylık olarak geliştirilebilir. BÖP’ te işlenen amaçlar BEP’ teki kısa dönemli amaçlarımızdır. BEP’ te yer alan uzun dönemli amaçlara ulaşmak için kısa dönemli amaçlarımızı nasıl öğreteceğimiz konusunda bize yol gösterecek planlardır.

BİR ÖĞRETİM PLANINDA YER ALMASI GEREKEN UNSURLAR

Ø  Öğrencinin adı

Ø  Öğretmenin adı

Ø  Öğretim programının adı

Ø  Öğrencinin genel performans düzeyine ilişkin özet ifadeler

Ø  Davranış ölçütü

Ø  Öğrenme ortamı

Ø  Oturum sayısı

Ø  Materyal Öğretim amaçları

Ø  Öğretim basamakları

Ø  Öğretim yöntem ve teknikleri

Ø  Destek hizmetler-Ek hizmetler

Ø  Değerlendirme-veri toplama teknikleri

 

 

 

ÖĞRETİM PLANI GELİŞTİRME

Öğretim planlarında K.D.A.’da belirtilen davranışların yapılması için gerekli davranış basamakları ayrıntılı olarak listelenir. K.D.A.’nın analiz edilmesiyle elde edilen basamaklandırılmış öğretim amaçları çok sayıdadır. Ve öğretmen için yol haritası işlevini görür.

 1.basamakta K.D.A.’nın öğretimsel(davranışsal)amaç olarak yazılması vardır. Bu davranışsal amaçlar yazılırken farklı tercihler kullanılabilir:

1-Zaman sınırlarını belirlemek

2-Kabul edilebilecek en az doğru davranış sayısını belirlemek

 3-Davranış koşulunun belirlenmesi

 4-Davranışta belirleyici olan önemli bir öğeyi tanımlamak

5- Davranışın koşullarının belirlenmesi

6-Sözel istekler ya da yönergeler

7-Yazılı istekler yada yönergeler

 8-Materyaller İhtiyaç duyulan yardım düzeyi

9-Çevresel ortam ve uyarlamalar

2.basamak yazılan öğretimsel(davranışsal) amaçların gerektirdiği yaşantıları hazırlamadır. Öğretim malzemelerin ve stratejilerin seçimidir. Seçilen öğretim yöntemi ve stratejileriyle, malzemelerden yararlanarak öğrencinin yaşantılarına katılması gerekenlere hazırlamadır.

3.basamakta öğrenciden beklenen davranışları, sürenin sonunda yapıp yapmadığının ve ilerlemelerin belirlenmesi için ölçü araçları hazırlama ve uygulamadır. Örnek: U.D.A: Emre yıl sonunda ilk okuma yazma becerilerini kazanır. K.D.A: Tümce yazma çalışmaları yapar.

DAVRANIŞSAL AMAÇLAR: Davranışlar 1. Tümceyi modele bakarak yazar. 2. Söylenen tümceyi defterine yazar. 3. Söylenen tümceyi sınıf tahtasına yazar. Her beş denemenin dördünde başarılı olma ölçütü anlamına gelmektedir.

 Bireyselleştirilmiş eğitim programı ve öğretim (uygulama) uyarlamaları Öğretim uyarlamaları, çocuğun öğretiminden sorumlu öğretmen tarafından yapılır. Bu uyarlamalar öğrencinin,

1. Belirlenen K.D.A.’nın günlük plana yerleştirilmesi,

2. Günlük rutinlerin özel eğitime ihtiyacı olan çocuğa daha fazla öğretim zamanı kazandıracak şekilde planlanması,

 3. Fiziksel çevrenin düzenlenmesi,

 4. İletişim fırsatlarının yaratılması ve kullanılması,

 5. Öğretim tekniklerinin nasıl kullanılacağının açıkça yazılması,

6. Sonuçların kaydedilmesi ve değerlendirilmesini BEP’ te yer alan amaçların öğretime uyarlanmasında, öğrencinin BEP’te belirlenen U.D.A.’yı ve K.D.A.’yı başarması için gereken strateji ve adımlar daha belirgin şekilde tanımlanır. Bu tanımlar öğretmenin günlük planlarında yerini bulur. Gerek BEP gerekse özel eğitime ihtiyacı olan öğrenciye uyarlanmış günlük planlarda temel bilgiler benzer ama okulun koşullarına, sınıfın koşullarına, öğrencinin ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebilmektedir.

UYGUN DAVRANIŞLARIN ARTTIRILMASI PEKİŞTİRME

 İzlediği davranışın gerçekleşme olasılığını arttıran veya davranışın sürmesini sağlayan uyaranların ortama eklenmesi veya çekilmesi sürecine pekiştirme denir. İki türü vardır;

– Olumlu pekiştirme

– Olumsuz pekiştirme.

OLUMLU PEKİŞTİRME: Olumlu pekiştirme, bir davranışı izleyen durumda ortama bir uyaranın eklenmesiyle o davranışın ileride yapılma olasılığının arttırılmasıdır. Olumlu pekiştirmede yer alan uyarana pekiştirici uyaran ya da pekiştireç adı verilir.

 Pekiştireçler İki Başlık Altında İncelenebilir.

 – Öğrenilmemiş pekiştireçler (birincil pekiştireçler)

– Öğrenilmiş pekiştireçler (ikincil pekiştireçler)

Öğrenilmemiş pekiştireçler (birincil pekiştireçler): Doğal yaşamı sürdürmek için gerekli olan ve biyolojik önem taşıyan uyaranlardır. Bu uyaranlar öğrenilmemiştir ve yaşamsal önemleri vardır. Örneğin; yiyecekler, içecekler, barınma, uyku vb. Not: yiyecek içecek türü pekiştireçler küçük çocuklarda ve işlevde bulunma düzeyi sınırlı olan bireylerde etkilidir ancak eğitim ve işlevde bulunma düzeyi arttıkça önemlerini yitirirler.

Öğrenilmemiş Pekiştireçlerin Özellikleri

1. Etkileri bulundukları durumlara göre değişiklik gösterir. Örneğin;karnı tok bir çocuk için yiyecek etkili olmayabilir.

2. Sunulmaları iyi planlanmadığında “doygunluk” ya da “yoksunluk” yaratabilirler.

3. Pekiştireç olma özelliklerini hiçbir zaman yitirmezler çünkü yaşamsal ihtiyaçlardır.

 4. Yiyecek pekiştireçleri diyetli birey için titizlikle seçilmelidir.

5. Doygunluğu ve hızlı tüketimi önlemek için az miktarda sunulmalıdırlar.

 Yarar Ve Sınırlılıkları

Yararları : Öğretim gerektirmezler. Ancak ikincil pekiştireçlerle birlikte kullanılması önerilebilir.

Sınırlılıkları: Doygunluk oluşturabileceğinden uzun süre etkili olmayabilir. Her zaman her yerde kullanılması kolay olmayabilir, her zaman her yerde temini mümkün olmayabilir. Öğrenilmiş pekiştireçler (ikincil pekiştireçler.  Yaşamsal bir önem taşımamalarına rağmen davranışların arttırılmasında ve sürdürülmesinde etkili biçimde kullanılabilirler. Birincil pekiştireçlerle kullanımı sonucu tek başlarına pekiştireç olma özelliği kazanabilirler.

ÖĞRENİLMİŞ PEKİŞTİREÇ TÜRLERİ

1. Sosyal pekiştireçler

Sözsüz ifadeler: Gülümseme, alkışlama, baş ile onaylama, göz kırpma.

Bedensel iletişim: kucaklama, başını okşama, sırtını sıvazlama, yüzüne dokunma.

Sosyal ortamlarda yakınlık: Öğretmen masasının yakınına oturma, yemek saatinde yan yana oturma, birlikte sınıf panosunu yerleştirme.

Ayrıcalık tanıma: Bahçede oynamasına izin verme, sınıf defterini okul müdürüne götürme.

 Övgü sözcükleri ya da sözcük grupları: Aferin, ne kadar güzel, bunu sen mi yaptın, çok iyi bir iş v.b.

 

 

2-Etkinlik pekiştireçleri

 Şarkı söylemek, yap-bozla oynamak, şiir okumak gibi sözel ya da bedensel bir uğraşı gerektirirler. (Az yeğlenen bir etkinliğin ardından çok yeğlenen bir etkinliğin yapılmasına izin vermek, az yeğlenen etkinliğin yapılmasını artırır. [Premack ilkesi])

3. Nesnel Pekiştireçler

Oyuncak ya da araç-gereç ve materyaller.

 4. Sembol pekiştireçler

 Kendi başlarına anlamı olmayan ama başka pekiştireçlere dönüştürülebilen sembollerdir. Para, gazete kuponları, yıldızlar, jeton gibi.

OLUMSUZ PEKİŞTİRME

Bir davranışı izleyen durumda ortamdaki itici uyaranın çekilmesiyle, o davranışın yapılma olasılığını artırılmasıdır. Örneğin: Açık pencereden gelen gürültünün işe dikkat davranışını engellemesi durumunda pencerenin kapatılması ile bu davranışın artması olumsuz pekiştirmedir.

Ortamda bir itici uyaranın varlığını gerektirdiği için eğitim ortamlarında sıkça yer verilmesi uygun değildir. Çünkü olumsuz pekiştirme itici uyaran üzerinde yoğunlaşır. Dolayısıyla kaçma ve kaçınma davranışlarını artırır.

Pekiştirme Kuralları

1. Pekiştirme uygun davranışa bağımlı olmalıdır.

2. Pekiştirme uygun davranışın hemen ardından sunulmalıdır.

 3. Programın başlangıç ve edinim aşamalarında davranış sürekli pekiştirilmelidir.

 4. Etkili pekiştireçler kullanılmalı ve pekiştireçler çeşitlendirilmelidir.

5. Pekiştireçler etkili pekiştireç tarifeleri kullanılarak uygulanmalıdır.

6. Pekiştireçler uygulayıcı tarafından kolay bulunulabilmeli ve kullanımı kolay olmalıdır.

7. Pekiştireç öğrenci için etkili, yaşına cinsiyetine ve ilgilerine uygun olmalıdır.

8. Pekiştireç doygunluk sağlamamalıdır.

9. “Seni sevmem”,”Seni terk ederim”...vb. ifadeler pekiştireç olarak kullanılmamalı.

 

 

 

UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLARIN AZALTILMASI

Davranışları azaltma teknikleri, bir davranışın ileride oluşma olasılığını azaltmak ya da ortadan kaldırmak amacıyla kullanılan teknikleri ifade eder. Uygun olmayan davranış, bireyin hem kendisi hem de çevresine zarar veren ve bireyin sosyal yaşama uyumunu zorlaştıran davranışlar olarak tanımlanabilir. Davranışın azaltılması gerektiğine karar vermek için sıklık, süre, yoğunluk ve bekleme süresi olmak üzere dört farklı davranış özelliğine dikkat etmek gerekir. Bir başka deyişle bir davranışın süresi, sıklığı, yoğunluğu ve davranışa başlama süresi azaltılabilir.

 Sıklık: Bir davranışın belirli bir süre içinde yapılma sayısı değerlendirilir. Örneğin; bir öğrenci ders süresince 5 kez tuvalete gidiyorsa sık yapılan ve sıklığı azaltılması gerekli bir davranış olarak ifade edilebilir.

Süre: Bazı davranışlar sayılamaz ancak süresi değerlendirilebilir. Bu durumda süre dikkate alınır ve davranışın oluşum süresi azaltılabilir. Örneğin; öğrenci tahtayı 1 dakikada silmesi gerekirken 5 dakikada işini bitiriyordur. O halde tahtayı silme süresi azaltılabilir.

Yoğunluk: Oluşan davranışın şiddeti ya da güçüyle ilgilidir. örneğin; öğrenci defterini öyle güçlü bastırarak siliyordur ki sayfası deliniyordur. Burada silgiyi kullanma şiddeti azaltılabilir.

Bekleme süresi: Davranışım başlaması için verilen yönerge sonucunda davranışın başlamasına kadar geçen sürenin uygunluğu değerlendirilir. Örneğin; öğrenci zil çaldıktan 5 dakika sonra sınıfa girmektedir. Öğrencinin sınıfa girme süresi azaltılabilir.

 

 

 

AİLE EĞİTİMİ

Giriş

Her aile bir bebek beklerken o bebeğe ilişkin hayaller kurar ve engelli bir çocuğun dünyaya gelmesi ihtimali hiç düşünülmez. Yapılan tüm hazırlıklar normal bir bebek içindir. Ana-baba dışında ailenin tüm fertlerinin de beklentisi aynı şekildedir. Doğumdan önce birçok ailenin engellilik ile ilgili bilgileri oldukça azdır. Doğum öncesi dönem boyunca birçok ailenin en büyük korkularından biri de engelli bir çocuk dünyaya getirme ihtimalidir. Bu nedenle aileler “kız erkek fark etmez eli ayağı düzgün olsun” gibi sözlerle beklentilerini ifade ederler. Bir çocuğun doğumu aileyi gerek yapısal, gerek gelişimsel, gerekse işlevsel olarak etkiler. Çocuğun doğumuyla duyulan mutluluk ve sevinç bu değişimlerin olumsuz etkilerinden aileleri korur. Çocuğun özürlü olması durumunda ise sevinç ve mutluluğun yerini yoğun bir yas duygusu alabilir. Aile böyle bir çocuğun doğumuyla çok karmaşık bir psikolojik durum içine girmektedir.

 ÖZÜRE UYUM SÜRECİNDE AİLELERİN GEÇİRDİĞİ AŞAMALAR

 1. Aşama Şok İnkar Keder ve Çöküntü (depresyon)

2. Aşama * Karışık Duygular Suçluluk Kızgınlık Utanma

3. Aşama Kapı Kapı Dolaşma Anlaşma

4 Uyma ve Yeniden Düzenleme Kabul ve Uyum

1.     Aşama

Şok: Anne-baba inançsızlık ve çaresizlik içinde olayı bir türlü kabul edemez. Özellikle anne ağlama krizleri içinde gerçek bir trajedi yaşar. Bu şok evresi çok kısa ya da uzun sürebilir. Bu evrede ebeveyn yakın çevresi ile etkileşimini tamamen kesmiş durumdadır.

 İnkar: Bazı anne-babalar çocuklarındaki bu farklılığı kabul etmeyerek uzmandan uzmana dolaşır, çareler arayarak çocuklarının iyi olabileceği umudunu taşırlar. Bir koruma biçimi olan inkar, bilinmeyen korkusundan ve çocuğun gelecekte neler yapabileceğinin belirsizliğinden kaynaklanmaktadır. Anne-baba bu devrede kendilerini ifade etmekte de çok zorluk çekmektedir.

Keder ve Çöküntü (Depresyon): Yaşanması gerekli olan bu tepki, gerçeğin farkına varmaya doğru bir gidişi oluşturur. Ancak aşırı yas ve depresyon bazı ailelerde hayat boyu sürebilir. Bu dönemde aileler, çevresiyle ilişkilerini minimum düzeye indirir ve normal çocuk özlemi duyarlar. Aile, tüm çabalarına rağmen, çocuklarının özürlülük durumunun ortadan kalkmadığını farketmekte; yoğun bir üzüntü ve keder duygusu içinde kendisini umutsuz hissetmektedir

 2. Aşama

Karışık duygular: Sevgi ve kızgınlık duygularının bir arada yaşanmasıdır. Aileler bu duygu ile ya kendilerini özürlü çocuklarına tam adarlar ya da reddederler. Özürlü çocuk gerçeğini kabul etmeyerek ondan yapabileceğinin fazlasını isterler. Ya da sadece çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını karşılayıp, duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelirler.

 Suçluluk: Ailenin yaşadığı duygular arasında üstesinden gelinmesi en zor olan belki de suçluluk duygusudur. Aileler şu ya da bu şekilde çocuğun özrüne neden olduklarını ve geçmişteki hataları için cezalandırıldıklarını düşünürler. Gerçekçi olmaksızın sadece “bu niye bizim başımıza geldi” diye yakınırlar. Aileler çocuklarının özürlü olmasına ilişkin gerçekçi olmayan düşüncelere kapılabilirler.

Kızgınlık: Kızgınlık, ailelerin özürlü çocuklarını kabule giden yolda önemli bir engeldir. Aile, niye bana oldu? Neden bizim başımıza geldi? Sorularına cevap aramaktadır. Ayrıca, kızgınlık duygularını uzmanlara, öğretmenlere, terapistlere yansıtarak onları suçlamaya başlar.

 Utanma: Aileler çocuklarındaki özrü, kendilerinin bir özrü olarak algılamaktadırlar .Bu nedenle bazı anne-babalar çocukla birlikte dışarıya çıkmak istemezler ve çoğunlukla eve kapanmayı tercih ederler. Çoğu zaman toplumun çocuklarına gösterdiği, ret, acıma ve garipseme duygularıyla baş etmeye çalışırlar.

3. Aşama

Kapı kapı dolaşma ve Anlaşma: Bu dönemde aile, çocuğunun özrünü ortadan kaldırmanın yollarını arar. Aile için önemli olan çocuğun normal hale gelmesidir. Aile bunu gerçekleştirebileceğini umduğu herkesle anlaşmaya girebilir. Bu kişi tıp doktoru, uzman, sihirli güçleri olduğu sanılan biri, hatta Tanrı olabilir. Anlaşma çoğu kez “eğer çocuğumu iyileştirirsen, ben de....” şeklinde olmaktadır. Kapı kapı dolaşma suçluluk ve çaresizlik duygularının bir yansıması olmaktadır.

 Uyma ve Yeniden Düzenleme: Aile artık farklı özelliğe sahip bir çocuğu olduğunu ve neler yapabileceğinin gerçekçi bir biçimde düşünmeye ve çocuklarıyla daha etkili, verimli bir ilişki düzeyi oluşturmaya çalışır. Tabi bu da aile bireylerinin olumlu yaklaşım ve iletişimiyle yakından ilgilidir. Bazı aileler birbirine destek olurken, bazıları da birbirinden uzaklaşabilirler.

Kabul ve Uyum: Aileler bu duyguları yaşadıkça, kendileri ve çocukları hakkında çok şeyler öğrenirler. Böylece yalnız çocuklarını değil, kendilerinin de zayıf ve kuvvetli taraflarını kabul etmeye başlarlar.

Kardeşlerin Yaşadığı Duygular Ve Gösterdikleri Tutumlar Kızgınlık, Kıskançlık, Düşmanlık, Suçluluk, Keder, Korku, Utanma, Reddetme, Kabul Ve Uyum

Özürlü çocuğu olan anne-babaların geçirdikleri aşamalar bir noktaya kadar benzerlik göstermekle birlikte anne-babalar zaman zaman bu aşamalar arasında gidip gelebilirler ya da bir aşamaya takılıp kalabilirler.

 Aile Tepkilerini Etkileyen Değişkenler; Ailelerin sorunla başa çıkma kapasiteleri,Ailenin büyüklüğü ve kültürel yapısı, anne-babaların kişilik özellikleri, eşlerin birbirlerine ne ölçüde yakın ve destek oldukları, anne-babaların evlilik uyumları, dini inanışları, yakın çevrenin ve toplumun özellikleri, aile bireylerinin sosyoekonomik düzeyleri, doktorların davranışları, çocuğun cinsiyeti, özrünün türü ve derecesi, gibi faktörler etkilemektedir. Aynı zamanda toplumun ve devletin bu çocuklara ve ailelerine verebildiği hizmetlerle servislerin niteliği ve niceliği de önemli olmaktadır.

Aldıkları Destek Hizmetler

Alınan ilk danışmanlık, ilk bilgiler toplumdaki bireylerin tepkileri ve hazır bulunuşluk düzeyleri.

AİLE EĞİTİMİ

 Aile Eğitimi Çocuğun doğduğu andan itibaren ilk sosyal çevresi ailesidir. Çocuğu en iyi tanıyan ve çocukla en çok beraber olan ve gelişimsel süreci boyunca çocuğu en çok destekleyen yine ailesidir. Çocuğun gelişimi ve eğitiminde doğal eğitimci rolünü üstlenen anne- babaların önemi uzun yıllar göz ardı edilmiş, eğitimde uygulayıcı olmaktan çok bilgi alıcı rol oynamışlardır. Aile eğitimi çalışmalarında; Anne babaların çocuklarına beceri öğretebilmeleri, Var olan problem davranışlarla başa çıkabilmeleri, Çocuğu daha iyi kontrol edebilmeleri, Çocukla ilişkilerini olumlu yönde geliştirebilmeleri hedeflenir. Aile eğitimi çalışmalarının odak noktası, çocuk ve çocukla olan ilişkilerdir.

 

 

AİLE EĞİTİMİNİN AMAÇLARI

 1. Ailelerin çocuğun doğum öncesi doğum sonrası gelişimi ve eğitim konusunda bilgilenmelerini sağlamak

2. Her yaşın gelişim özelliğine göre çocuklarını tanımalarına yardımcı olmak

3. Çocuğun her alandaki gelişimin desteklemelerine ve hızlandırmalarına doğrudan katılımlarını sağlamak

4. Aileleri çocukları ile neden-sonuç ilişkisine dayalı sözel iletişim kurmanın önemi konusunda bilinçlendirmek

 5. Aileleri Çocuk Yetiştirme tutumları konusunda bilgilendirmek ve çocuklarına karşı hatalı tutum ve davranışlarının değiştirilmesini sağlamak

6. Çocukların kazanılmış davranış ve alışkanlıklarını değiştirme yollarını öğretmek

7. Ailelere, çocuk sağlığı, beslenmesi ve cinsel eğitim konusunda yardımcı olmak

8. Aile bireylerinin, öğrendikleri bilgileri davranışa dönüştürmelerine yardımcı olmak.

9. Evlat edinen ailelere üstlendikleri anne baba rollerini benimsetmek

10. Aile bireylerini kendi haklarıyla ilgili olarak bilinçlendirmek

11. Ailelere çocuğunu kendi kendine kararlar alabilen ve aldığı bu kararları taşıyabilecek, özdenetim ve özgüven sahibi, girişimci, yaratıcı, hem kendi hem de başkalarının haklarına saygılı duygu ve düşüncelerini rahatlıkla söyleyebilen, yeteneklerini kullanabilen kültür değerlerine sahip ruh ve bedenen sağlıklı birer kişi olmaları için gerekli bilgileri vermek

ÖZEL EĞİTİMDE AİLE EĞİTİMİN AMAÇLARI

Ailenin özürlü çocuğunu kabulünü sağlamak, çocuğu objektif olarak değerlendirme, potansiyelini ve sınırlılıklarını anlama; Ailenin haklarını ve sorumluluklarını anlamasını sağlamak (Aile eğitimine Programına katılabilir mi? Nasıl ve ne ölçüde?, Ailenin yapması gerekenler nelerdir?)

Aile ile işbirliği yapmak. Eğitim programının özelliklerini anlatmak ve programın amaçlarını gerçekleştirmede yardımlaşmak.

Ailenin belli programları uygulamasını sağlamak, evi daha verimli bir eğitim ortamı haline getirmek; aileyi diğer kaynaklar hakkında bilgilendirmek.

ANNE BABA ÖĞRETMEN İŞBİRLİĞİ

Anne baba öğretmen işbirliği, anne babalar ve öğretmenlerin öğretim amaçlarına ulaşmada birlikte çaba göstermesi olarak tanımlanabilir.

Anne Baba Öğretmen İşbirliğinin Yararları

Anne baba ve öğretmenler etkili çalışmalar düzenleyebilen güçlü bir ekip oluştururlar. Bu ekibin gerçekleştireceği üretken bir anne baba öğretmen işbirliğinin öğretmenlere sağladığı yararlar olduğu kadar anne babalara ve en önemlisi çocuklara önemli yararlar sağladığı bilinmektedir.

Üretken Bir Anne Baba Öğretmen İşbirliğinin Uzmanlara ve Öğretmenlere Sağladığı Yararlar Şöyle Sıralanabilir: Anne babanın ve çocuğun beklentilerinin, ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılmasını sağlar. Çocuğun okul dışındaki yaşantısı için önemli olan birçok davranışın belirlenmesinde daha anlamlı veriler elde edilmesine yardımcı olur. Uygun davranışların hem ev hem de okul ortamlarında pekiştirilmesi için daha fazla olanak sağlar. Öğretmenin çocuklara kazandırdığı becerilerin genellenmesinde çok önemli olan doğal ortamların daha etkili duruma getirilmesine katkıda bulunmaktadır. Böylece öğretmenin öğretim amaçlarına ulaşması kolaylaşmaktadır.

Aynı duruma anne baba açısından bakıldığında üretken bir anne baba ve öğretmen işbirliğinin, anne babalara sağladığı yararlar şöyle sıralanabilir: Öğretmenin amaçlarının ve çocuğun ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılmasını sağlar. Yasal hak ve sorumlulukları bilmesini sağlar. Anne babaya çocuğun okul programı ve bu programa nasıl katılabileceği konusunda bilgi sağlar. Okul programlarının olumlu etkilerinin evde de sürdürülmesinin yollarını arar. Çocuğun ev yaşamı için uygun olacak işlevsel davranışları öğrenmelerine yardımcı olacak becerileri geliştirir. Anne babalara sağlayacağı tüm bu yararlar çocuklarının eğitimi için daha fazla katılımcı olmalarını da beraberinde getirecektir.

 Üretken bir anne baba öğretmen işbirliğinin çocuğa sağladığı yararlar ise şöyle sıralanabilir: Çocuğun en önemli iki çevresi arasında tutarlılık sağlanır. Çocuğun gelişimi ve öğrenmesi için daha çok fırsat sağlanır. Çocuk için daha işlevsel olacak becerilerin kazandırılmasına da yardımcı olur.

 Öğretmenlerin, anne babalarla etkili bir işbirliği kurmasını engelleyen tutum ve davranışları genellikle şöyle sıralanabilir: Anne babaları çaresiz kişiler olarak görme, uzak ve mesafeli davranma, anne babaları psikolojik sorunları olan insanlar olarak görme, çocuğun bu durumlarından anne babaları sorumlu tutma,anne babaları yetersiz görme, anne babalara ilişkin olumsuz beklentiler içinde olma, anne babaları çeşitli terimlerle etiketleme eğiliminde olma, öğretmenlerin bu tür tutum ve davranışlarının yanı sıra benzer biçimde anne babalar da etkili öğretmen anne baba işbirliğinin kurulmasını engelleyen tutum ve davranışlara sahip olabilirler. Anne babaların ekonomik yetersizlikleri, Öğretmenle işbirliği yapmadaki isteksizliği, evdeki diğer aile bireylerinin sorumluğunun fazla olması, evdekilerin gerektiği kadar sorumlu davranmamaları.

ANNE BABA-ÖĞRETMEN İLETİŞİMİ

 Anne babalarla karşılıklı iletişim kurabilme etkili anne baba öğretmen işbirliğinin sağlanmasında oldukça önemlidir. Açık, samimi ve dürüst iletişim anne baba ve öğretmen arasındaki ilişkinin olumlu gelişmesine katkıda bulunur. Öğretmenlerin anne babalarla iletişimi sağlamada yaygın olarak kullandıkları üç yöntemden söz edilebilir. Bunlar: anne baba öğretmen görüşmeleri, yazılı mesajlar ve telefon görüşmeleridir.

Aile İletişimi ve Eğitimi için Kullanılacak Yöntemler

1. Bireysel aile görüşmeleri

2. Aile ile telefonla görüşme

3. Mektuplaşma

4. Küçük gruplarla aile toplantıları

5. Büyük gruplarla aile toplantıları

6. Ev ziyaretleri

7-Anne Baba Öğretmen Görüşmeleri

 Okullarda anne babalarla iletişim kurmak ve çeşitli amaçlara dönük görüşmeleri gerçekleştirmek için en yaygın kullanılan uygulama biçimi, anne babalarla yapılan toplantılardır. Çoğunlukla veli toplantıları olarak bilinen bu toplantılar anne babalarla öğretmenlerin grup ya da bireysel olarak yüz yüze yaptıkları görüşmelerdir. Okullarda bireyselleştirilmiş eğitim programlarının (BEP) geliştirilmesi uygulamalarına geçiş ve BEP’in gereği olarak toplantıların düzenlenmesi anne babalara yeni roller sunmakta, anne baba öğretmen toplantıları, anne baba öğretmen görüşmelerine dönüşerek yeni bir boyut kazanmaktadır.

 

ANNE BABA VE AİLELERİYLE YAPILACAK ÇALIŞMALAR İÇİN ÖNERİLER

Özel eğitime ihtiyacı olan çocukların anne babaları ve aileleriyle en uygun çalışmanın nasıl yapılacağını açıklayan ve anne babalarla çalışmada gerçekten etkili olabilecek tek bir yaklaşım ya da tek bir teknikten söz etmek mümkün değildir. Buna karşın anne baba ve ailelerle yapılacak çalışmalarda öğretmenlere bazı önerilerde bulunulabilir: Çocuğun ihtiyaçlarını ailesinden daha iyi bildiğinizi sanmayınız. Günlük dille ve planlı konuşunuz. Özel eğitime ihtiyacı olan çocuk anne babaları hakkında yapılan genellemelere izin vermeyiniz. Anne babalara karşı korkutucu ya da savunmacı olmayınız. Çocuk için öncelikli konulara yer veriniz. Anne babaların iyimser olabilme çabalarında onlara yardımcı olunuz. Bir an önce bir şeylerle başlayınız. Ne kadar erken başlanırsa o kadar yol alınacaktır. “Bilmiyorum” demekten korkmayınız.

GÜNÜMÜZDE VE GELECEKTE AİLE VE ANNE BABALARLA ÇALIŞMALAR

Özel eğitimciler ve özel eğitime ihtiyacı olan çocuk aileleri, birlikte çalışmalarının daha etkili yollarının neler olabileceği konusunda arayış içindedirler. Günümüzde tüm Dünyada kabul edilen “anne babaların çocuklarının ilk ve sürekli öğretmenleri olduğu” görüşünden hareketle üzerinde durulan konular, anne babaların çocuklarının eğitimlerine etkin katılımlarının sağlanmasında yoğunlaşmaktadır. Anne baba katılımını etkileyen birçok nedenden söz edilmektedir. Bunlardan en önemlisi toplumun demografik özelliklerinde oluşan değişimlerdir. Özellikle hem annenin hem de babanın iş yaşamına katılması ve tüm gün çalışmak durumunda olmaları, boşanmış olmaları, ayrı yaşıyor olmaları, ailelerin farklı kültürel ve etnik gruplardan gelmeleri farklı katılım biçimlerini ortaya çıkarmaktadır. Aile eğitimi programlarının gelecekteki yönü; anne babalara yasal haklarıyla ilgili bilgi, eğitim programı, davranış kontrolü, finansal planlama yeterlikleri kazandırma, stresle başa çıkma, topluma açık hizmetlerden yararlanma, eğlence ve rahatlama için etkinliklere katılmalarına yöneliktir. Bunlarla birlikte son yıllarda birçok anne babanın en önemli ihtiyacı çocuklarının belirli zamanlarda aile dışından birileri tarafından bakılması ya da onlarla ilgilenilmesi, böylece kendilerine biraz da olsa zaman kalması ve nefes almalarıdır. Bu amaçla birçok ülkede gönüllü hizmetlerin organize edildiği görülmektedir.

 Özetle anne babalar ve aileler çocuğun yaşamındaki en önemli kişilerdir. Bunun yanı sıra anne babalar özel eğitime ihtiyacı olan çocukların eğitiminde iyi öğretmenler olarak çok önemli bir yere sahip olacaktır. Gelecekte özel eğitim ve destek hizmetlerin daha etkili duruma gelmesi öğretmenler, anne babalar ve ailelerin birlikte çalışmaları ile mümkün olabilecektir.

KAYNAKÇA

1.     https://orgm.meb.gov.tr/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HERKES İÇİN ÖZEL EĞİTİM